Küçükçekmece ilçesi hakkında yıllardır anlatılan bir hikaye vardır.Bu hikayede gölün nasıl meydana geldiği anlatılır.Ne kadar doğru bilinmez ama Küçükçekmece Gölü denilince özellikle eski Küçükçekmecelilerin bildiği ve anlattığı bir rivayettir.
Zamanında Küçükçekmece Gölü'nün olduğu yerde bir köy varmış.Soğuk kış aylarından birinde bir gün bir adam artık dilenci mi kaçak mı bilinmez yaşlı başlı bir ihtiyar ev ev,kapı kapı gezip yiyecek istiyormuş. Kimin kapısını çalsa; verilen cevap aynıymış:"Hadi git buradan pis dilenci!" En sonun da bir evin kapısını çalmış.Kapıyı genç bir kız(kimilerinin anlattığına göre kucağında çocuğu olan genç bir kadın) açmış adama sıcak bir çorba ve ekmek vermiş. Adam da daha sonra oradan minnettar bir şekilde ayrılırken;"Kızım sana bir nasihatim var eğer bir gün bu köyü terkedecek olursan sakın arkana bakma! demiş. Ve bir an içinde şiddetli tipinin içinde kayıplara karışmış.
Aradan yıllar geçmiş bizim yardımsever kız büyümüş,çoluk çocuğa karışmış.Ailesi bir bir köyden başka yerlere göç etmiş. Gün gelmiş demiş ki kendi kendine; "Ben neden burada kalıyorum ki böyle bir başıma". Hazırlanmış gücü yettiği kadar ve köyün yanındaki tepeye varmış en kısa sürede. Gitmeden son bir şu köyüne bakmaya yeltenmiş ki, tam arkasını dönerken gençliğinde ihtiyarın söylediklerin anımsamış. Ama artık olan olmuş, dağların arasında nerden geldiği belli olmayan bir sel basmış köyü... Herkes ve her şey köyde ne var ne yoksa sular altında kalmış.
Bu hikayeye göre o köyün bulunduğu yerde bugün Küçükçekmece Gölü var.Rivayete göre gölün ortasında köyün camisinin minaresindeki şerefe zaman zaman görünürmüş.Anlatılan bu hikaye ne kadar doğru bilinmez.Bu hikaye yıllardır anlatılır durur.
cuma günleri firuzköy tarafına yakın olan kesimde ben yaklaşık 10 12 yaşlarındayken caminin minaresindeki hilali gördüm suların içinde bir görünüp bir kayboluyordu....